Simurg Senden İbarettir

Feridüddin Attar (1100?-1221?) Nişabur’da dünyaya geldi. Eczacılık ve tıp ile meşgul olduğu için Attar lakabını aldı. Annesini ve babasını gençliğinde kaybetti. Geçim sıkıntısı sebebiyle yıllarca attarlıkla uğraştı. Aynı zamanda tasavvufla yakından ilgilendi ve dönemin alimlerinden ilim dersleri aldı. Otuz yıl boyunca hikaye, şiir ve dini bilgi içeren metinleri araştırdı. Attar Tasavvufala ilgilendiği ilk dönemlerde çeşitli seyahatlerde bulundu. Şam, Irak, Mekke, Medine, Mısır, Hindistan ve Türkistan’a yaptığı seyahatler sonunda Nişabur’a döndü ve hayatının geri kalan bölümünü burada inzivaya çekilerek geçirdi. 1221’de Moğol istilası sırasında esir alınarak Nişabur’da öldürüldü.  

Eserlerinde ders aldığı şeyhleri övgüyle anlatan Attar, tasavvuftaki merhaleleri nasıl geçtiğini de detaylıca anlatır. Şeyhlere hizmetlerini, okuduğu kitapların hayatına yansımasını ve dostluklarını… Belli  bir tarikata mensup olmadığı sanılan fakat tasavvufta üst merhalelere yükselen Attar kendinden sonraki alimleri etkiledi ve örnek eserler bıraktı. Mevlana, Mahmud-i Şebüsteri, Sadi, Hafız, Molla Cami  ve Şeyh Galib en çok bilinenler arasında. Mevlana Feridüddin Attar’ı aşkın önderi sayar ve tasavvuf yolunda kendisini O’ndan küçük görür.

Attar’a göre yeryüzündeki çokluk bu alemde “Bir”in göstergesidir. Yani Hakkı’ın… Varlığın zerresini taşıyan herkes Hakk’tan geldiğinin bilincini taşımalıdır. Gerçekte her şey birdir ve bir, her şeydir. “sen ve ben nazar sahiplerinin nazarında bir ve aynı şeyiz; iki gömlekteki bir vücut gibiyiz.” Vahdet-i Vücüt’ta derinleşen Attar, “İlahi cevheri içinde taşıyan insan, ancak üzerindeki varlık perdesini kaldırdıktan sonra Allah’ı bulabilir ve O’nu görebilir.”O’ndan çok etkilenen Mevlana eserlerinde varlığın birliğine yani “Vahdet-i Vücut”a  geniş yer vermiştir. Allah’ı bulmanın yolu birdir ve buda kişinin kendini tanıması ve keşfetmesiyle mümkündür. Nefsini yeterince dizginleyemeyen ve aşırı isteklerinden vazgeçmeyen kişi Allah’ı bulmanın yolunu da kaybetmiş demektir. Mutassavıf Şair daha çok mesnevî ve tasavvufi gazel türünde başarılı olmuştur. Farsça kaleme aldığı eserlerinde rahat, sade ve akıcı bir dil kullanmıştır. Mesnevilerini de kısa hikayeler şeklinde anlatır ve bazen bir konudan başka bir konuya geçer.

Feridüddin Attar tasavvufun merhalelerini  talep, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret, ve fena şeklinde yedi bölüme ayırır. Hakk’a ulaşmak ve O’nda yok olmak için bu merhaleleri aşmayı şart koşar. En zor ve en önemli merhalenin ise “fena” (yokluk) olduğunu kabul eder. Ona göre insan Allah’ın yansımasıdır. Kendinde derinleşemeyen bu yolu bulamaz.

Attar’ın en önemli eserlerinden biri olan “Matıku’t Tayr” tasavvuftaki yedi merhaleyi kuşların diliyle anlatır. Bu uzun ve çetin yolculuk sırasında yedi vadiyi felaketlerle geçirdikten sonra aradığını kendinde bulur ve aradığı da kendi olur. Attar bu dev yapıtında çok zengin bir sembolik dil kullanmış ve Hakikât yolunun yolcularını kuşlarla simgelenmiştir. Hüdhüd adlı kuş bütün kuşların önderidir. 

SİMURG

Efsaneye göre Simurg, Kaf Dağının zirvesinde yaşadığına inanılan Kuşlar hükümdarının adıdır. Kuşlar ülkesinde çok büyük bir karışıklık hüküm sürmektedir. Kuşlar Simurg’a inanır ve onların kendilerini kurtaracağını düşünürlerdi. Her şey ters gitmeye devam ettikçe bu durumdan kuşku duymaya başlayan kuşlar Simurgu aramaya koyuldular. Bunun üzerine söz alan Hüdhüd ismindeki bilge kuş kendilerinin Simurg isminde bir hükümdarları olduğunu ve kendisinin gizemli Kaf Dağının zirvesinde yaşadığını söyler. Binlerce nur perdesinin ardında yer alan Simurg’dan hiçbir kuşun haberinin olmadığını ama aslında onun “bize bizden yakın, bizimse uzak” olduğunu anlatır. Bunun üzerine kuşlar Hüdhüd’ün peşine takılarak Simurg’u bulmak üzere yola çıkarlar.

Ancak yol çok zahmetli ve menzil uzak olduğundan; kuşlar yorulup hastalanırlar. Hepsi de, Simurg’u görmek istemelerine rağmen, Hüdhüd’ün yanına varınca kendilerince çeşitli mazeretler söylemeye  başlarlar. Çünkü, kuşların gönüllerinde yatan asıl hedefleri çok daha basit ve dünyevî’dir. Örnek olarak, bülbülün isteği gül; dudu kuşunun arzuladığı abıhayat; tavus kuşunun amacı cennet; kazın mazereti su; kekliğin aradığı mücevher; hümânın nefsi kibir ve gurur; doğanın sevdası mevki ve iktidar, puhu kuşunun aradığı viranelerdeki definedir. Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar bunlar gibi çeşitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Bunların arasında, nefsanî arzular, servet istekleri, geride bıraktığı sevgilisinin hasreti, ölüm korkusu, ümitsizlik, vefa, küskünlük, kibir, ferahlık arzusu, kararsızlık  gibi hususlarla; bir kuşun sorduğu “daha ne kadar yol gideceğiz ” sorusu vardır.

Bu soruların hepsine tatminkar cevaplar veren Hüdhüd önlerinde aşmaları gereken daha yedi vadi olduğunu söyler. Bu vadiler talep, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret, ve fena vadileridir.

Bu meşakatli vadilerden geçerken pek çok kuş isteklerine yenik düştükleri, peşinden gidecekleri başka aşklar buldukları, ellerindekiyle yetinmek istedikleri, şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemedikleri ve yokluğa dayanamadıkları için gruptan ayrılırlar. Sonunda yorgunluktan bitap düşmüş otuz kuş kalırlar. Son bir gayretle yola koyulan otuz kuş ise kendilerini Simurg olarak görürler. “Aslında sen Simurg’sun, Simurg senden ibarettir.” Kuşlar Simurg’a bakınca orada ancak kendilerini gördüler. Kendilerine bakınca da orada Simurg’u gördüler. Bu sefer her iki bakışta da gördükleri eksiksiz bir Simurg’dan ibaretti.

Aslında Attar efsanenin sonuna taşıdığı derin anlamın ipuçlarını Simurg başlığında vermiştir.  Farsça Si=Otuz ve Murg=Kuş kelimelerinden türetilmiştir.

Eserleri:

İlahinâme: 6500 beyitlik bir mesnevidir.

Esrarnâme: Attar’n ilk tasavvufi mesnevisidir 26 bölümden oluşmaktadır.

Musibetnâme: Kırk bölümlük bu eserde şairin tasavvufi görüşleri yer alır.

Hüsrevnâme: Bu mesnevide bir aşk hikayesi anlatılmaktadır.

Muhtarnâme: Rubailerden oluşan bir seçkidir.

Mantıku’t – tayr: Vahdet-i vücud görüşünü işleyen alegorik bir eserdir.

Tezkiretu’l-Evliya: Sufilerin yaşamöykülerinden bahseden ansiklopedik mensur bir eserdir.

Pendnâme: Çocuklara öğütleri içeren bir mesnevidir.

(21-08-2003)  

Share: