Devletlü Şair: Kadı Burhâneddîn

Anadolu asırlar boyu istilaya uğramış, göçlerin durak yeri olup çok çeşitli kültürel unsurları  barındırarak bugüne miras bırakmıştır. On dördüncü asır, beyliklerin Anadolu coğrafyasında seslerini duyurdukları zamandır. Savaş naralarının hakimiyet için dalgalandığı semaların altında kurulan ve yıkılan beyliklerin sayısı oldukça fazladır. Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra tarih sahnesine çıkan Anadolu Türk beyleri, kılıcın gücüne kalemi de ekleyerek kendi devletlerini kurmaya çalışmışlardır.

Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Sivas ve Kayseri taraflarında Eretna Beyliği kuruldu.(1335-1381) Anadolu topraklarında siyasi gücünü zaferle taçlandıran en güçlü beyliklerden biri oldu. Oğuzların Salur boyundan gelen Kayserili Kadı Şemseddin Mehmet Efendi’nin oğlu olarak dünyaya gelen Kadı Burhâneddîn, çocukluğunda Ahmed ismiyle anıldı.  Küçük Ahmed daha dört yaşındayken Arapça ve Farsça eğitimi aldı. Kısa bir sürede eğitimini başarıyla tamamladı. Yakın şehirlerde ders vermeye başladı. Bütün çocukluğu boyunca kadılık için gerekli ilimleri öğrendi. On dört yaşında Mısır’a giderek tıp dahil fıkıh ve hadis dalında ihtisas yaptı. Şam’da, Mevlana Kutbeddin Razi’nin öğrencisi oldu. Burada matemetik eğitimi aldı. Yirmi bir yaşında memleketi Kayseri’ye döndü.

Eretna Beyliği hükümdarı Mehmet Bey 1365’e onu Kayseri Kadılığı görevine getirdi. Aynı zamanda hükümdara damat olan Kadı Burhaneddin, devletin bütün iç işlerini biliyor ve organize ediyordu. Zeki, adil, mücadeleci ve bilgili olduğu için adı kısa sürede duyuldu. Halk arasında Burhaneddin ismiyle çağırıldı. Beyliğin siyasi mücadeleleri Kadı Burhaneddin’in kadılıktan ziyade devlet işleriyle ilgilenmesine sebep oldu. 1378’de  Eretna hükümdarı onu veziri yaptı. Kadı Burhaneddin bir çok savaşa katıldı. Devletine türlü hizmetlerde bulundu.  

Eretna hükümdarının ölümünden sonra yerine Ali Bey yönetime geçti. Fakat Kadı Burhaneddin’in başarısı onu geride bıraktı. Veba salgınında ölen Ali Bey’in tahtı, henüz beş yaşındaki oğluna kaldı. Yönetimde sözü geçen Kadı Burhaneddin devletin bütün işlerine el koyarak Eretna Beyliğine son verdiğini ve “Kadı Burhaneddin Devleti”ni kurduğunu ilan etti (1381). 18 yıl Kayseri-Sivas bölgesinde kendi devletinde hükümdarlık yaptı. Kadı Burhâneddîn, hükümdarlık süresi içinde Amasya Emîrliği, Erzincan Emîrliği, Candaroğulları, Karamanoğulları ve Tâceddînoğulları ile mücadele ederek bu beyliklere karşı başarılı savaşlar yaptı. 1398 yılında Akkoyunlularla savaşta esir düştü ve şehrin surlarında idam edildi. Devleti Yıldırım Bâyezid’ tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.

Kadı Burhaneddin, ilmi, zekası ve mücadele ruhuyla tanınan başarılı bir hükümdardı. Kılıcı gibi kaleminin güçü de her dem varoldu. Siyasi yaşamının yanı sıra şiire de zaman ayıran Burhâneddîn, mücadelesini, aşkını, bilgisini coşkun bir dille eserlerine taşıdı. Denilebilir ki Türk şiiri lirizmi Kadı Burhaneddin’in yapıtlarında tanıdı. Canlı ve lirik şiiriyle yeni bir ruhun öncüsü oldu. Gazellerinde Azeri lehçesini kullandı. Bazı şiirlerini hece vezniyle  yazdı. Kadı Burhaneddin’in Divanında 1500 Gazel, 119 Tuyuğ, 20 Rubai var. Şiirinde adını ya da mahlasını kullanmadı. Divan’ından başka dini konuları işlediği “İksîr-üs Saadet fî Esrâr-ül İbâdet” ve “Tercîh-üt Tavzîh” adlı iki eseri daha vardır.

Timur’un  Anadolu’ya saldırı yapacağı haberi gelince, Kadı Burhaneddin meydan okuyarak şöyle cevap vermiş:

“Ezelden Hâk ne yazmış ise bolur/ Göz neni ki görecek ise görür/ İki âlemde Hâk’a sığınmışuz/ Tohtamış ne ola ya Ahsah Temür ” (Ta Ezelden beri Allah ne yazmışsa o olur, Göz neyi görecekse onu görür, Dünyada da ahrette de Allah’a sığınmışız, Tohtamış (Altınordu hanı) da kim, ya aksak Timur)

Kayseriye olan sevgisi için:

“Gözlerümün yaşını ahıdub, ırmağ idüben

Kayseri’yi dahi bu yaş ile Bağdat idelüm.” der.

Dünyanın gelip geçiciliğini ise şu mısralarla karşılar:

“Dünyayı çok sınaduh bir buyimiş (koku)

Kamu alem varlığı bir huyimiş. (Hû, Allah)

Kaplan, aslan ejderhalar cümlesi,

Ecelün kaynağına ahuyimiş. (ceylan)

Share: